KOZMİK ENERJİNİN İYİLEŞTİRİCİ UNSURLARI Sesli dinlemek için tıklayın

Sayfayı ziyaret eden kişi sayısı

822

Önceki yayınlarımın tüm serilerinde, kozmik enerji bilgisinin tamamlayıcı şifa unsurunun ayrıntılı bir analizini kasten konu dışında tuttum. Bununla birlikte, şifa temasından ayrılma, kozmik enerjinin bu unsurunun gerçek değerinde bir azalma olduğu anlamına gelmiyordu. Aksine, bugüne kadar emin olduğum bir şey varsa, o da insanlığın kendine verebileceği en önemli hediyenin, kozmik enerji titreşimlerinin iyileştirici özelliğinin etkileridir. Ayrıca bu tedavi edici etkilerin ayrıntılı bir şekilde incelenmesi, fiziksel ve kimyasal etkilerin işleyişleri ve bağışıklık sisteminin aktivasyonunun araştırılmasının, geleceğin tıbbının temellerini oluşturduğunu düşünüyorum. Bu tam olarak mevcut tedavi edici teknolojilerle yakın iş birliği içinde olan acil ve ayrıntılı analiz gerektiren bir alandır. Benim bakış açıma göre, fizik, kimya, biyoloji, tıp ve psikoloji alanındaki modern bilgi açısından kozmik-enerji tesirinin tedavi edici etkilerinin etkili bir şekilde incelenmesi şu anda mümkün olan tek şeydir. Bu olgu; günümüzün bilimsel kazanımlarına itibar etmeden araştırılırsa, mistisizmle yönlendirilmiş amatörlerin dini hezeyanlarına mahkum olur ve hiçbir başarı şansı olmaz.
 
Ne yazık ki, şu an uygulayıcı olan kozmik enerji şifacılarının büyük çoğunluğunun, vücudun sinir ve diğer sistemlerine aşinalığı bir yana, insan anatomisi hakkında bile uzaktan, yakından fikirlerinin olmadığını itiraf etmeliyim. Bu insanlar, genel olarak bilimin diğer modern kazanımlarından çok uzaktırlar. Bunlar, nispeten ellerine bir “kara kutu” verilen amatörlerdir. Bu kutu, bir dizi uygulamadan sonra, hastayı aniden bir problemden özgürleştirmeye başlar. Aynı zamanda, şifacı kendisine sunulan bu "kara kutu"nun içinde gerçekte ne olduğundan tamamen habersizdir. Onun değişmez cehaleti, talihsiz bir şifacı olmasına ve bu durumun hastadan saklanmak zorunda bırakılmasına sebebiyet verir.

Bunun için, çoğunlukla, diğerlerine çeşitli patolojileri “gördüğünü” ve iyileşme sürecini “gözlemlediğini” garanti eder. Şunu hemen söylemeliyim ki, “vizyon, görü” olgusu kanıt gerektirmeyen tarafsız bir gerçek olsa da, her uygulayıcı bu yeteneğe sahip değildir. Daha da fazlası ne yazık ki, bu durum ya zorlama bir taklite ya da şizoid bozukluk gibi kişinin kendi kendini hipnoz gibi uyutma haline dönüşür. Aşamalı olarak "üçüncü gözü" (trikuta) açarak "görme" tekniklerini yakın zamanda öğretmeye başladım.  Şunu güvenle söyleyebilirim ki doğuştan görü yeteneğine sahip insanlar oldukça nadir bir kabiliyete sahiplerdir. Yirmi beş yıllık yoğun şifa uygulamalarımda bu şekilde olan üç şanslı kişiyle tanıştım. Bu tekniğin zorluklarına ilk elden aşina olduğum için, tam olarak kozmik enerji uygulamalarındaki yoğun enerjiyi “görme”yi nasıl öğrendiler emin değilim.

Tabii ki bana itiraz edebilirler: “Peki, şifacının patolojiyi “görmesi” neyi değiştirir. Sonuçta, “iyileştiriyor!” Buradaki cevap ne? Tabii ki hastanın sağlıklı hale gelmesi önemlidir ve temelde hasta bu aşamada şifacının ne yaşadığının ve neyin farkına vardığını umursamaz. Ancak; gördüğünüz üzere, şifacının kendisi için bu bir tür yozlaşma ve kendisine daha önce tanıtılan bir programa göre çalışan bir şifa robotuna dönüşme durumuna sebep olur. Tekamül, kişisel gelişim, insan bedeninin sırlarının anlaşılması gibi konular bu tür insanlara kapalıdır. Yaşamlarının geri kalan kısmında bu bilinmeyen yöntemin kölesi olarak kalarak, kozmik enerji şifasının kolektif deneyimine değer katamazlar. İnsanoğlu için üzücü bir kader! Geçen yıldan öğrencilerim şu aralar umutsuzluğa kapılmadan trikuta(üçüncü göz ) açma tekniği ile haşır neşir oluyorlar.

Şifacıların teşhis yeteneklerini geliştirmeleri konusunu bir süreliğine bir kenara bırakalım ve iyileşme sürecine geri dönelim. Burada, son aylarda gazete sayfalarını dolduran her türlü olumsuz yazının kozmik enerji hizmeti pazarındaki bayağı bir rekabetin sonucu olduğunun anlaşılması hasta içi çok önemlidir. Şahsen, iki yıldan fazla bir süre önce düzenli hasta randevularını bıraktığım için bu tartışmaya hiçbir şekilde dahil olmuyorum. Bu nedenle, tüm bu gereksiz yaygarayı dışarıda bırakacak olursak şunu kesinlikle yetkin bir şekilde söyleyebilirim ki gözlemlerime dayanarak, mesela Buddha blok bugüne kadar iyi çalıştı. Ayrıca bu bloğun frekansları prensip olarak hastaya herhangi bir zarar veremez. Bu blok herkes tarafından, hatta acemi bir operatör tarafından bile rahatça kullanılabilir. Bu frekanslarla gerçekleştirilen tedavinin kalitesi, tıbbi kurumlarca defalarca tekrarlanan medikal deneylerle tespit edilmiştir.  

Sadece son üç aylık süreçte, veri tabanımız bu türde yüzden fazla yetkili sonuç topladı. Bu frekanslar sadece hastayla doğrudan temas halinde çalışmayı zor bulan ve elde edilen sonuçların sorumluluğunu almayan tembel insanlar için değildir. Yeni moda ve başka şeylerin yerini alan sözüm ona bir hastanın “kendi kendini iyileştirmesine” odaklanan bu durum bu tarz insanlar için daha karlıdır. Böylece çalışmaya gerek kalmaz ve lüzum da yok “İşte, kendi kendini iyileştirdi!” Doğulu bakış açısına göre işin Rusçası budur.
 
Bana ortalama bir kozmik-enerji operatörünün seansa hazır olmasının ne kadar sürdüğü sorulduğunda, genellikle iki ila üç haftalık bir süreden bahsederim. Ve bu hakiki bir gerçektir. Bu öğrenciye gerekli frekans ayarlamalarını yapmam için gerekli olan süredir. Bu aşamadan sonra öğrenci cidden birçok rahatsızlığı tedavi edebilir hale gelir. Ancak, unutulmamalıdır ki seans uygulama aşamasının ilk safhasında kişi henüz uyumlandığı titreşimlerden haberdar değildir.

Kişinin profesyonel bir düzeye ilerleyebilmesi için, her bir titreşimin renk, tat ve koku farkındalığı üzerine çalışıp, pratik yapması gerekecektir. Ancak bu gelişim fazlaca zaman alır ve bu sürecin uzunluğu sadece acemi kozmik enerji operatörünün azmine ve yeteneğine bağlıdır. Bir kişi eğer herhangi bir nedenle bu aşamayı görmezden gelip atlarsa, kısa bir süre içerisinde programlanmış aybolit (kurgusal bir doktor karakter) bir robota dönüşebilir. Böylece anlıyoruz ki kozmik enerjide hiçbir şey bedelsiz verilmez; başarı, yetenek ile artarak günlük sıkı çalışma ile elde edilir. Kozmik enerji geleneğinde çok az profesyonel şifacı var. Böyle bir profesyonel olmak için, 800 civarında frekansı içeren Chutta blok dahil tüm bilinen şifa frekanslarına uyumlanmak ve onları geliştirmek gerekir. Çok boyutlu geometrik şekiller ve canlı evrensel simgeler ile bağlantılı olduğu için özellikle bu son bloğun geliştirilmesi zordur. Sevgili okuyucu, sizi temin ederim ki bu çok zor. Yeni nesil kozmik enerji operatörlerinin, öncüllerini hızla yakalamasına rağmen, bu türde birkaç profesyonel olmasının sebebi budur ve eminim ki birçok yeni yetenekli isim yakında kozmik enerji şifasının tarihi sayfalarında parlayacaktır. Onlara bol şanslar dileyelim.

Son olarak, okuyucunun dikkatini son zamanlarda güvenilir bir şekilde doğrulanmış çarpıcı bir meseleye çekmek isterim. Kaynağı bilinmeyen sebeplerden, insanların %15 ila %20'si prensip olarak kozmik titreşimlerden etkilenmez! Bu insanlar titreşimsel olarak uyumlanamazlar ve kozmik-enerji yöntemi iyileştirilemezler. İşte, size çözülmesi gereken bir gizem daha. Bununla birlikte, kozmik enerjide keşfedilenlerden çok daha fazla keşfedilmemiş alan vardır. Herkese yeteri kadar iş düşüyor. Ve umuyorum ki açık fikirli, dürüst ve erdemli insanların ortak çabasıyla bu sorunlar çözülecektir.

V.A. Petrov

Derleyen & Çeviren
Mehmet Levent Ünal, Aslı Tunçten

Yayımlanma Tarihi: 18.09.2022

UYARI: İşbu blog içerisinde yer alan bilgi ve uygulama teknikleri tedavi amacı taşımamaktadır. Söz konusu bilgiler bu tekniği öğrenmek için eğitime katılan katılımcıyı bilgilendirmek amaçlı olup sağlık hizmeti niteliğinde değildir.Verilen bilgiler hiçbir şekilde tanı ve tedavi amaçlı kullanılmamalıdır. Tanı ve tedavi mutlaka doktor tarafından yapılması gereken ciddi bir işlemdir.
Her türlü hastalık ve benzeri tedavi gerektiren sorunlarınız için dokturunuza danışınız.