Modern Kozmoenerji ve Büyü Sesli dinlemek için tıklayın

Sayfayı ziyaret eden kişi sayısı

1403

İnsanlardan kaynaklı medeniyetlerin hızlı bir şekilde gelişmesi, buna karşılık sosyal yeniden yapılanmalar ve çevredeki değişimler, çoğu zaman modern insanı adapte olma yetenekleri açısından gergin bir duruma sokar. Örneğin normal bir insan, sokak gürültüsü, kirli hava ve içme suyunun zararlı bir etkisine maruz kalır, mobil yaşam tarzı değil, bu durum artan psişik gerginlik ve bir dizi diğer istenmeyen durumlara sebebiyet verir... Tabii kırsal kesimlerdeki durum da daha iyi değil. Çevrenin korunması ve olumsuz faktörlerin sayısının azaltılması çabasıyla toplumumuz tarafından yapılan düzenlemelere rağmen, modern teknolojiler ve sosyal etkilerle birlikte, her insan şu problemle karşı karşıyadır: nasıl ve hangi yol ile kendimizi, çevremizdeki dünyaya en iyi şekilde adapte etmek ve eşzamanlı, uyumlu bir parçası haline getirmek mümkündür? Bu görev özellikle kişiseldir ve bu nedenle kesin bir çözümü yoktur. Bu görevi kişinin kendi ideolojisine, entelektüel gelişim düzeyine ve kişisel hedeflerine dayanarak çözebiliriz. Tam da bu nedenlerden dolayı modern toplumda, geleneksel dini yöntemlerden tutun büyü ritüellerinin ve korunmasız zombileştirme tekniklerinin gerçekleştirilmesine kadar, geniş bir ilgi / istek yelpazesine tanık olunabilir. İnsanoğlunun büyük bir kısmı, iki Dünya dininin Hıristiyanlık ve İslam vahiylerini dogmata (dini otoriteler tarafından doğru kabul edilen sistem) kabul etmesi yoluyla kendi kendine uyum sağlama problemlerini çözmeye çalışır. Hinduizm destekçileri, Dünya nüfusunun %15'ini oluşturur. Budizm ve insanlığın diğer tüm dinleri, destekçilerinin % 10 daha fazlasını bir araya getirir. Gezegen nüfusunun neredeyse % 29'u ise herhangi bir dine ait olmayı reddediyor. Hristiyanlık ve İslam'ı ele aldığımızda, bu dinlerin her birinin dışarıdan etkilendiğini ve inananların söylemlerinin üzerinde etkili olmaya devam ettiğini, onları bazı etik ve ahlaki düzenlemeleri yerine getirmeye yönlendirdiklerini kabul etmek gerekir. Kozmoenerji bakış açısına göre, çok sayıda insanın ortalama düzeyde fikir ve imge bloğu üzerinde uzun vadeli bir bilinç yoğunlaşmasının, gezegensel boyutta karmaşık enerjetik yapıların oluşumuna yol açtığı açıktır. Ezoterik gelenekte bu yapılar genellikle egregor olarak adlandırılır. Bazı koşullar altında, bu egregora katılan insanlar, gerçekten de enerjetik bir destek alabilirler. Bu etki fiziksel düzeyde iyileşme, zihinsel denge ve iş dünyasında başarı şeklinde ortaya çıkarılabilir. İnananlar, bu fenomenleri kendi dinleri açısından yorumlarlar, yani bu fenomenlerin altında yatan gerçek süreçlerin karakter ve özelliklerinden kesinlikle haberdar olmadan bir mucize ya da ilahi bir eğilim gibi düşünürler. Bu dinlerin çok sayıda bağnaz bulunduran versiyonundaki durum daha da üzücüdür. İşte burada sorunlar ortaya çıkıyor çünkü dinin bağnaz insanlarla dolu versiyonları genellikle temel dinsel dogmata bloğunu azaltıyor veya asıl gerçek olan içeriği önemli ölçüde yanlış temsil ediyor. Öyle bile olsa ana egregor ile bağlantı kalıcı olacaktır ve bu nedenle sapkın bağnaz fikirlerin enerjetik olarak etkisi yüksek bir seviyede bulunur. Aynı zamanda somut bağnaz liderler, ancak toplumsal çevre üzerinde şiddetli bir etkiyle elde edilebilecek amaçları ve görevleri formüle ederse, aslında aşırılıkçı bir dinsel organizasyonumuz var demektir. Kurallara göre bu tür örgütler, kendi bağnaz adalet anlayışlarına ve Dünya düzenine göre, gezegenimizin tamamen yeniden düzenlenmesine yöneliyorlar. Bu kavramlarla ilgili her bir anlaşmazlık, terörizm eylemlerinden başlayıp doğrudan askeri çatışmalara kadar saldırgan bir hareket başlatmak için bir işaret görevi görür. New York ve Washington D.C.'deki terör eylemlerinin benzer köklere sahip olduğuna şüphe yok. Modern bir durumda, terörist hareketlerin büyük bir kısmının kozmoenerjetik yöntemlerle açığa çıkarılabilen ve önemli ölçüde araştırılabilen bazı somut enerjetik nedenleri olduğunu anlamak gerekir. Maalesef modern insanlarımızın çoğu, büyü yolu ile Dünya'daki kendi muhteşem var oluşlarının sorunlarını çözmeye çalışıyorlar. Bu insanların ezici çoğunluğundan duyduğum üzüntünün herhangi bir kişisel nefret sonucu olmadığını ifade ediyorum. Pişmanlığımın temelinde esas olarak büyü ilkeleri ve olası sonuçlarının tüm derinliği hakkında bir kavrayış yatıyor. Klasik bir varyantta büyü, insanların bilinci üzerindeki etkiye yöneliktir. Toltec geleneğinin takipçisi Huan Matus, bu konuyla ilgili olarak bize şunları söylüyor: Tüm büyü tekniklerinin amacı, diğer insanlar üzerinde bir etki yaratmaktan gelir. Bir savaşçının amacı, ‘gerçeklik’ vizyonunu olduğu gibi alabilmektir. Bu vizyon başka insanları hiçbir şekilde etkilemez. İşte bu bizim için gerçek bir beyaz büyücü olmamız için bir çıkmazdır. Ayrıca böyle bir konum büyü ritüellerinin gücünü hiçbir şekilde azaltmaz.

Böylesine büyülü bir etki oldukça gerçektir, kişi bu sebeple illüzyonlar yaratmamalı, büyünün varoluş gerçeğini hiçbir gerekçe göstermeden reddetmemelidir. Aynı zamanda, yalnızca az miktarda büyücünün faaliyetlerini gerçekleştirirken yaptıklarını anlama yeteneğine sahip olduğu gerçeği kabul edilmelidir. Büyücülerin çoğu, belirli bir işlem dizisini veya bir ritüeli doğru bir şekilde gerçekleştirmek için eğitilmiştir. Doğru bir ritüel uygulamak kişiyi istenen sonuca ulaştırabilir, ancak büyücünün kendisi karmaşık neden-sonuç ilişkilerinin ve enerji-bilgi etkileşimlerinin kesinlikle farkında değildir. Bilimsel terimlerle benzer şekilde büyü, büyücülerin temel kitlesi için bir kara kutudur. Başlangıçta bir ritüel vardır ve sonrasında istenen de bir sonuç vardır. Peki ya kara kutunun içinde gerçekten ne oluyor? Hangi enerjisel süreçler bir ritüeli sonuca götürür? Benzer bir manipülasyon tekniği hangi sonuçlarla sonuçlanabilir? Bir büyücü için tüm bu sorular cevapsız kalacaktır. Bugünlerde gezegenimizde yaşayan ve pratik yapan, büyü fenomenlerinin enerjetik ve bilgilendirici nedenlerini fark eden bazı büyücüler olduğunu varsayıyorum. Ancak elbette gerçekten çok az sayıdalar. Geriye kalan tüm  hepsi bu konuda büyük bir bilgisizlik içindedir. Bu durumda tek soru; bu cehaletin ne zamana kadar şanslı kalacağı yönündedir.

Kara büyü teknikleri ile çalışmanın er ya da geç büyük ölçüde gerçekten üzücü bir şekilde biteceğini söyleyebiliriz. Buradaki sebep sadece kara büyücülerin Evrenin alt seviyelerinde yaşayan oluşumların yardımcıları olarak hizmet vermesi değildir. Asıl sorun, bu tür seviyelerin titreşimleriyle kalıcı ve uzun süreli bir temasın kişinin kendisini, Evrenin enerji alanlarının diğer titreşim seviyelerine hızlı bir şekilde uyumlanma olanağından mahrum kalmasıdır. Büyücü gerçek anlamda alt dünyalara bağlanır. Aynı zamanda algısı (bilinci) da keskin bir şekilde azalır. 

Burada, Voodoo büyüsü hakkında P.A.Gross'un ünlü bir ustasından alınan şu sözlerden alıntı yapmak oldukça uygun olur: Ne olursa olsun karanlığın güçleri var, onlar gerçek, ya da bazı durumlarda gerçek olabilirler. Kadim büyücülük olan Voodoo, kasvetli ve karanlık çağlardan günümüze, bilinmeyen ve tuhaf bir meseleyi netleştiren kişilerin bunları makalelere dökmesi sayesinde ulaşabildi. Böylelikle bu minik makaleleri kendilerinin ve bilgiyi aktardıkları insanların iyiliği için kullanabilirlerdi.

Aynı zamanda bir kozmoenerji savaşçısı, kendisi için herhangi bir olumsuzluğa sebebiyet vermeden Evrenin alt seviyelerini keşfetme yeteneğine sahiptir. Her ikisi de bir durum üzerinde var olan ve mutlak bir kontrole ilişkin derin bir kavrayışa dayanır, bu da kişinin kendisini doğru bir şekilde korumasından geçer. Bunların yanı sıra, kozmoenerji savaşçısının tüm sürecinde özel kendini koruma tekniklerinin yoğun bir şekilde öğretildiği unutulmamalıdır. Öngörülemeyen durumlarda sağduyu, dikkat, anlayış ve keskin eylem becerileri, savaşçının her seyahatinde kalkanı görevi görür. Olağandışı durumlarda kalan bilinç, savaşçının kişisel deneyimin kapsamlı bir analizini gerçekleştirirken sıradan bilinç durumuna geri dönmesini sağlar. Bu da kozmoenerji çalışma yöntemlerinin önemli bir olumlu faktörüdür.

Dr. Akademisyen V.A. Petrov

Derleyen & Çeviren
Mehmet Levent Ünal, Bengisu Ersoy

UYARI: İşbu blog içerisinde yer alan bilgi ve uygulama teknikleri tedavi amacı taşımamaktadır. Söz konusu bilgiler bu tekniği öğrenmek için eğitime katılan katılımcıyı bilgilendirmek amaçlı olup sağlık hizmeti niteliğinde değildir.Verilen bilgiler hiçbir şekilde tanı ve tedavi amaçlı kullanılmamalıdır. Tanı ve tedavi mutlaka doktor tarafından yapılması gereken ciddi bir işlemdir.
Her türlü hastalık ve benzeri tedavi gerektiren sorunlarınız için dokturunuza danışınız.